İstanbul Galata Köprüsü’nde düzenlenen mitingde elindeki bayrak nedeniyle İsmail Aydemir’e yumruk atan ve tutuklanan Ege Akersoy’un babası oğlunun şimdiye kadar hiç bir kavgaya karışmadığını belirtti, avukatı ise “Ege Akersoy dini değerleri aşağılama gibi bir saikle hareket etmemiştir. ” diye konuştu.
Sözcü yazarı Aytunç Erkin, Ege Akersoy’un babası ve avukatıyla görüşmesini şöyle aktardı:
“Ege’nin babası Zafer Akersoy’la konuştum. Yaşananlardan üzgün ve şöyle konuştu: ‘Bu kadar basit bir olay nasıl bu hale geldi. Tamam oğlum bunu yapmamalıydı. Bize yakışan bir tepki değil. Yumruk yanlış! Ama konuyu ne bir bayrağa indirmek ne de dini bir noktaya da getirmek doğru değil. Ege bugüne kadar en ufak bir kavgaya karışmadı. Daha geçen annesine dedim ki; ‘Bu çocuk bir olay olsa kavga etmeyi bilmez’ diye takıldım. Ailemizde de en ufak ses bile yükselmez. Benim de oğlumun da siyasi partilerle bir bağı yok. Önümüzdeki hafta final sınavları var. Hocaları tarafından takdir edilen bir çocuk.’
Avukatı Öztürk: Ege, dini değerleri aşağılama gibi bir saikle hareket etmedi Ege Akersoy’un avukatı Ali Öztürk de şu açıklamayı yaptı: ‘Sosyal medyaya yansımasaydı basit bir yaralama olarak kalıp tutuklama kararı çıkmayacaktı. Ege Akersoy dini değerleri aşağılama gibi bir saikle hareket etmemiştir. Olay iki kişinin basit bir tartışmasının bu noktaya gelmesidir. ‘Kaçma şüphesinin bulunması’ gibi bir gerekçe olamaz. Kaçma şüphesiyle ilgili; CMK 100’üncü maddede ‘şüpheli veya sanığın kaçması, saklanması veya kaçacağı şüphesini uyandıran somut olgular’ aranır. Bu olayda Ege Akersoy olayın hemen sonrasında olayın meydana geldiği noktadan 50 metre ilerideki polis memuruna giderek kendisi teslim olmuştur. Ege, Yıldız Teknik son sınıf öğrencisi. Önümüzdeki hafta final sınavları bulunmakta. Bu nedenle bile kaçma şüphesi olmadığı açıktır. Akersoy’un cezalandırılmasına karar verilse bile mevcut infaz yasaları çerçevesinde hükmün ceza ilgası kapsamında cezaevinde tutulması mümkün değildir. Tutuklama tedbirdir, cezalandırma değildir. Dolayısıyla başarılı, genç bir öğrencinin cezaevinde tutularak tüm geleceğinin olumsuz yönde etkilenmesi kamu vicdanını yaralamıştır.’” (HABER MERKEZİ)