İyi Parti’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı Buğra Kavuncu, partisinin kampanya bütçesinin CHP’li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve AKP’nin adayı Murat Kurum‘la yarışacak seviyede olmadığını ifade etti.
Kavuncu, İstanbul Topkapı’da bir otelde bir grup gazeteciyle bir araya gelerek projelerini anlattı ve gündemdeki tartışmaları değerlendirdi.
AKP ve CHP’nin İstanbul’daki reklam kampanyası için “milyon dolar” harcadığını iddia eden Kavuncu, “Bizim bununla yarışmamız mümkün değil. Partim elindeki bütün geliri İstanbul için bana verse, ben her ikisinin de yaptığının 20’de birini belki yapabilirim. Yine bana niye görünemiyorsun diye sorarsınız” dedi.
Kavuncu, İstanbul’da kentsel dönüşümün önemine vurgu yaparak, mevcut büyükşehir belediye yönetimi ve iktidarın işbirliği yapamayacak seviyede kutuplaştığını söyledi. Kavuncu, bu işbirliği olmadan 600 bin yıkılma riski taşıyan dairenin dönüşümünün sağlanamayacağını belirtti.
İyi Parti adayı, 31 Mart’tan önce herhangi bir aday lehine yarıştan çekilmesinin de söz konusu olmayacağını söyledi.
Kavuncu’nun değerlendirmelerinden öne çıkanlar şöyle:
“Belediye ve iktidar metro adında bile anlaşamıyor”
“Depreme karşı 600 bin yıkılma riski taşıyan dairenin dönüşümünü sağlamak için işin fonlama ayağını sağlamanız lazım. İktidar ve belediye olarak kavga etmeden, birbirinizle konuşarak ve uzlaşarak bu işi çözmeyi becerirseniz, bu işin çözülme ihtimali var. Ama birbiriyle konuşamayan iki kutbun bu meseleyi çözme ihtimali yok. Ben çok yerde bu örneği kullandım: Dünyada metro isimlerinin aynı olmadığı tek kenttir herhalde İstanbul. Belediye yapınca ‘M’, Ulaştırma Bakanlığı yapınca ‘U’… Oyunbozanlığı yapan Ulaştırma Bakanlığı. Daha burada uzlaşma sağlayamayan iki kutbun biz İstanbul’da 600 bin bağımsız dairenin yapılmasıyla ilgili iradeyi ortaya koymasını bekliyoruz. O yüzden biz yeni bir bakış açısı, yeni bir dil diyoruz. Artık birbirini bu kadar düşman gören, birbirinden bu kadar uzaklaşmış iki yaklaşımın getireceği bir fayda kalmamış. Biz bu yüzden hür ve müstakil hareket etme kararı aldık. “
Bir gazetecinin bu değerlendirmeyle ilgili olarak “İktidarla belediye uyumlu olmalı demiştiniz. Bu durumda İmamoğlu veya sizin seçilmeniz İstanbul açısından sakıncalı görülmez mi? Yani Murat Kurum’a mı oy verilsin demek istiyorsunuz?” diye sorması üzerine Kavuncu, şu yanıtı verdi:
“Hayır, işte bu yaklaşım ülkeyi tek partiye götürür. Bakın rekabet olur, ama rekabetin bittiği gün burada rozetler iner, ben Türk bayrağını taktığım gün bu ülkenin bir bakanı, benimle kendi partisinin bir belediye başkanıymışım gibi hareket etmek zorunda. Ben de o bakana benim bakanım gibi konuşmak zorundayım. Çünkü, sizin saçınızın teli bile kavgamızdan daha önemli. Yarın bir gün olacak bir depremde, ‘Efendim ben çok söyledim, bakan dinlemedi’ deme lüksümüz olabilir mi? Millet olarak bu baskıyı yapmak zorundasınız. Böyle bir gerginlik, böyle bir kutuplaşma problemi çözmüyorsa, ‘O zaman iktidarla belediyeyi aynı partiye verelim’ diye bir çözüm olamaz”
“İstanbul çağ mı atladı; gidin Fikirtepe’ye bakın!”
“Bizden önce başlamış, faydalı tüm projeleri devam ettireceğiz. Benden ‘İstanbul’a çivi bile çakılmadı diye bir cümle duymayacaksınız. Yok böyle bir şey. Ya da ‘İstanbul çağ atladı’; bu da yok. İstanbul nerede çağ atladı? Bir Almandan, bir İngilizden, bir İtalyandan daha mı az vakit geçiriyorsunuz trafikte. Bir İngilizden daha çok mu yeşiliniz var? Nereye çağ atladı? İstanbul son 25-30 yılda çağ falan atlamadı. Kentsel dönüşüm… Gidin bakın Fikirtepe’ye, inanamazsınız. Bir milletin estetik anlayışı bu kadar mı kötü olur? Çatıya çıkın şöyle İstanbul’a bakın: Burası Fatih’in şehri ya, burası büyük Türk milletinin kenti.”
Akşener’in ‘hadi be’ tepkisi
Kavuncu, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener‘in bir vatandaşa “hadi be” diyerek çıkıştığı, bu hafta gündem olan videoyu şöyle değerlendirdi:
“Benim mizaç olarak sinir bozucu bir sakinliğim var. Bu bugüne özel değil. Bunun bana zararı da olduğu oldu. Ben bundan vazgeçmeyeceğim. Herkesin alıştığı, rahat edebildiği, kendini iyi ifade ettiği bir alan vardır. Genel Başkanımız çok tecrübeli bir siyasetçi. Bakın sinirleri bozuk diyorsunuz, o videonun sadece bir dakikasını yayınlıyorlar. Çok daha öncesi var. Dakikalarca sabırla anlatıyor; normalde bir siyasetçi ‘tamam kardeşim canın ne istiyorsa onu yap’ der, ama Genel Başkan ısrarla sohbete devam ediyor. 10 dakika kadar devam ediyor. Hele burada bir arkadaş da söyledi, ‘iki taraf da size pek ilgi-alaka göstermiyor’ diye. Bu şartlarda Türkiye’de siyasi parti kurmak, yüzde 10 oy almak, Meclis’e 40 milletvekili sokmak ciddi bir psikolojik direnç de ister. Onun için Türkiye’de, merkezde veya merkezin biraz sağında kurulmuş ve muvaffak olmuş tek partiyiz.
“1 Nisan’da kazanırsam mutlu olurum, kaybedersem mutsuz olurum”
“1 Nisan’da kimin kazanacağı beni ilgilendirmiyor. Ben kazanırsam mutlu olurum, kaybedersem mutsuz olurum. Biz 2019 seçimini kazandığımızda mutlu olmuştuk. Çünkü hedefimiz 2023’tü. Ne oldu değişti mi bir şey? Değişmedi.. Demek ki İstanbul’u alan Türkiye’yi alamıyormuş. Onun için önemli olan İBB seçimi, sonrasında da genel seçimdir.”
Cumhur İttifaki ile yaklaşma iddiaları
Parti içinden ayrılan bazı kişilerin İyi Parti’nin rotasını Cumhur İttifakı’na çevirdiği iddialarına yanıt olarak Kavuncu şunları söyledi:
“Çok net bir yapısı var partimizin. Böyle bir ihtimal yok. Bunlar kasıtlı söylenen laflar. 81 ilde aday çıkarmışız. AK Parti’nin güçlü olduğu illerde de, CHP’nin kazandığı da… Azıcık Meclis’i takip edin; milletvekillerimizin, grup başkanvekillerimizin iktidara yönelik eleştirilerini dinleyin. İl ve ilçelerde çıkardığımız adaylara bakın. Daha ne yapalım bilmiyorum, amuda kalkıp kendimizi anlatalım ki etkisi olsun. Bizim herhangi bir yere kaymak veya gitmek gibi bir durumumuz söz konusu dahi değil. Partimizin kuruluş amacına dahi karşı, biz muhalefet yapmak için kurulmuş bir partiyiz.
“Kampanya harcamalarında CHP ve AKP ile yarışmamız mümkün değil”
“Ben Eyüp’te yaşıyorum. Kurum-İmamoğlu-Kurum-İmamoğlu gökyüzünü göremiyorsunuz. Milyon TL de değil, milyon dolar harcanıyor. Ben kampanya yönettim, ücretleri bilirim. Bizim bununla yarışmamız mümkün değil. Partim elindeki bütün geliri İstanbul için bana verse, ben her ikisinin de yaptığının 20’de birini belki yapabilirim. Yine bana niye görünemiyorsun diye sorarsınız. Bir de korkuyoruz. Asıyoruz, kesiyorlar. Benim bir atımlık kurşunum var. Ben bunu 30 gün önceden asmaktansa son 10-15 gün yükleneyim diyorum da bari kesilirse de görünür olalım.”
Kurum, posterleri kesenlerin “parti fanatikleri” çıkabildiği gibi; bazen büyükşehir ve ilçe belediyelerin de çeşitli düzenlemeleri gerekçe göstererek posterleri kaldırabildiğini belirtti.
İYİ Parti’nin seçim afişlerinin CHP yönetimindeki İstanbul, Ankara ve İzmir Büyükşehir Belediyelerince asılmadığı açıklamalarına ithafen “Sansür sürüyor mu?” diye sorulduğunda da Kavuncu, “Biz bir afiş hazırladık, afişte iktidara da muhalefete de dokundurma var. Ne yapacağız. Bir afiş hazırladık, sizi incitecek, üzecek bir şey var mı diye mi soracağız? Böyle bir şey olabilir mi? Biz bakın TRT’yi çok eleştirdik. Bunları görünce üzülüyoruz. Ben belediye başkanı olacağım inşallah; elimin altındaki üst geçitlerin vs. seçim zamanı yüzde 50’sini kendime, yüzde 50’sini rakiplerime vereceğim” yanıtını verdi.
“Bizim birilerine seçim kazandırma veya kaybettirme gibi bir iddiamız yok”
Kavuncu’ya “Anket sonuçlarına göre seçime kısa süre kala çekilme olasılığınız var mı?” diye de soruldu:
“Kararımızda hiçbir değişiklik olmaz. Ben adayım ve 31 Mart’a kadar bu süreci devam ettireceğim. Bizim birilerine seçim kazandırma veya kaybettirme gibi bir iddiamız asla olmayacak. Bunu nasıl anlarsınız: Mesela bir parti kendisi için çalışırken başka bir tarafa da oy yönlendirmeye çalışır. Bu halihazırda İyi Parti’de görev yapan herhangi biri için ihraç sebebidir. İyi Parti’nin şu anda İBB için oy isteyeceği tek kişi Buğra Kavuncu. Elbette başka partiden bize, bizden başka partiye seçmen gidecektir. Fakat bizim böyle bir stratejimiz yok.”