NASA’nın X-59 sessiz süpersonik uçağının ilk uçuşu ertelendi!
NASA, bir süre önce yaptığı açıklamada X-59 Quesst süpersonik ilk uçuşunu, 2023 yılı boyunca tespit edilen çeşitli teknik zorluklar nedeniyle erteleme kararı aldı. Ancak bu erteleme rağmen uçak bünyesinde gelişmeler devam ediyor. X-59, son olarak Lockheed Martin’in tesisindeki boya ambarına taşındı. Ağırlıklı olarak beyaz ve “sonik mavisi” renklerinde boyanacak. Bu boya aynı zamanda uçağı nem ve korozyondan koruyor olacak. İlk uçuş 2024’e ertelendi
NASA’nın Quesst misyonunun en önemli parçası olan X-59 uçağı ses hızından daha hızlı uçmak ve ses bariyerini aştığında çıkan gürültüyü azaltmak üzere tasarlanmış deneysel bir uçak konumunda. Yer gürültüsünün 60 dB(A) civarında, yani mevcut süpersonik uçakların yaklaşık 1/1000’i kadar olması bekleniyor. Bu, şok dalgalarının birleşmesini önlemek için uzun, dar bir gövde ve kanatlar kullanılarak elde ediliyor. Uçağın kara üzerinde yapacağı sonik patlama gürültüsünün bir arabanın kapısını sertçe kapatmakla eşdeğer olması bekleniyor. X-59’un kara üzerinde testler yaparak halkın tepkisini ölçmesi hedefleniyor. Eğer başarılı olunursa kara üzerinde süpersonik uçuşlar tekrar geri dönebilir.
NASA bu yılın başlarında her şeyin programa uygun bir şekilde gitmesi halinde X-59’un 2023 içerisinde uçmasını planlıyordu. Ancak NASA tarafından yapılan son açıklamada ilk uçuşun 2024’te olacağı belirtildi. NASA, uçağın yeni teknolojiyi, F-16 avcı uçağından alınan iniş takımı ve F-15’ten uyarlanan yaşam destek sistemi gibi bir dizi yerleşik uçaktan alınan sistem ve bileşenlerle birleştirdiğini belirtti. Bu sistemlerin birlikte çalışabilir hale getirilmesinin zaman aldığını söyleyen NASA, entegrasyon testlerinden sonra daha spesifik bir tarih açıklayacaklarını aktarıyor.
X-59, 29 metre uzunluğunda ve 9 metre kanat açıklığında olacak ve maksimum kalkış ağırlığı 14,700 kg olarak gerçekleşecek. General Electric F414 motoruyla tahrik edilen uçak 55,000 feet yükseklikte Mach 1.42 (1,510 km/h) seyir hızına çıkabilecek. Böylesine yüksek hızlar varış noktaları arasındaki uçuş sürelerini önemli ölçüde azaltacak.
