Zeynep Sayın’ın “İmgenin Onuru” Podcast Yayınının Dördüncü Bölümü İnci Eviner’i Konuk Etti

YUNT, yazın bilimci ve sanat kuramcısı Zeynep Sayın tarafından hazırlanıp sunulan “İmgenin Onuru” başlıklı podcast yayınının dördüncü bölümünde sanatçı İnci Eviner’i konuk etti. Bölüm, Türkiye’nin kolektif belleğindeki ada imgesini Eviner’in ortaya koyduğu çok katmanlı anlatım biçimleri aracılığıyla ele alırken iktidar ve şiddet ilişkisini deşifre etmek için cumhuriyet tarihinin derinliklerinde bir gezintiye imkân tanıdı.

İnci Eviner’in “Bir Adanın Sinir Uçları” (2024) başlıklı video işini odağına alan konuşma, yapıtın oluşum sürecine ilişkin detayları dinleyiciyle paylaştı. Adayı “Türkiye tarihinde ve günümüzde politik sınırların belirlendiği soyutlanmış bir alan” ve “güçlü bir imge” olarak tanımlayan Eviner, 2013 yılında ismi “Demokrasi ve Özgürlükler Adası” olarak değiştirilen Yassıada’yı ziyaretinin yapıta etkilerinden söz etti. Adadaki heykel ve açık hava yerleştirmelerine dikkat çeken sanatçı, hafıza mekânı oluşturulurken “çağdaş sanat dilinin dönüştürülmesi”ne değinerek adayı “altüst edici bir ortam” olarak nitelendirdi.

İnci Eviner, Bir Adanın Sinir Uçları, 2024, 5’39” döngü, 4K video

Eviner, “Harem” (2009) başlıklı işinden bu yana eşzamanlı pek çok olayın gerçekleştiği hareketli görüntüler üretiyor oluşunun altını çizdi. Yapıtlarında farklı tarihsel sahneleri üst üste koyan sanatçı, figürlerinin “her dakika yeni ilişkiler kurmaya olanak sağlayan ve üstlerine yapışmış olan bütün klişelerden kurtulmaya çalışan” özellikte olduğunu vurguladı. Yeni anlamlar üretme ihtiyacına değinen Eviner, günümüzde imge yaratmanın güçlüğünden bahsederek “özgün bir estetik günümüzde nasıl yaratılır?” sorusunun üstünde durdu.

Eviner son olarak yapıtlarında şiddetin temsiline ilişkin Sayın’ın gözlemlerine açıklık getirdi:

“Şiddet her zaman var, fakat bu şiddet benim kişisel hayatıma, benim doğrudan doğruya bilinçaltıma ait olan şiddet değil. Toplumda yaşadığımız, maruz kaldığımız pek çok şey dolayımlı, yani benim organizmamdan, benim zihnimden geçip varlık kazanıyor. Dolayısıyla burada tabii ki mizah da var yani. Hem çok acı verici hem de çok eğlendirici şeyleri aynı anda görmek istiyorum. Hem hayat veren, devam etmemizi sağlayan, yaşam kaynağı olabilecek şeyler, hem de yaşadığımız son derece keskin, acı verici realite. Yani tıpkı hayatın kendisi gibi.”

“İmgenin Onuru” başlıklı podcast yayını her cumartesi yeni bölümüyle dinleyicilerle buluşacak. “İmgenin Onuru”nu Spotify ve Apple Podcast üzerinden dinleyebilirsiniz.